Asansör

Asansör Hakkında


Asansör, İzmir’i dünyadaki birçok şehirden ayıran bir özelliktir. Bir benzerine kolay kolay rastlayamazsınız. İzmir şehrinin Konak Meydanı’nın batı yönüne doğru planlı bir biçimde gelişme göstermeye başlaması XIX. Yüzyılın ortalarından itibaren başlar. Konak Meydanı’na bakan ve bir zamanlar üzerinde ünlü Asklepion Tapınağı’nın yer aldığı, daha sonraları da aynı yamaçta Yahudilerin şehirdeki en büyük mezarlığının görüldüğü tepe “Değirmendağ” adını taşır. Konak semtinin hemen yanı başında yükselen bu sırtlar Güzelyalı’ya kadar, şehrin batı yönünde kalan dar kıyı semtlerinin hemen ardında duvar misali yükselir. Bu yükseklikler şehrin zaman içindeki gelişimi sırasında çoğunlukla yüzlerce basamaklı merdivenlerle aşılmıştır. Özellikle Konak’tan Göztepe’ye kadar olan bölümde bu merdivenli ve oldukça dik sokaklara rastlayabilirsiniz. İşte bu merdivenleri sürekli kullanmak zorunda kalan İzmirlilerin en çok yoruldukları merdivenlerin başında Karataş semtinde olanlar gelir. XX. Yüzyılın hemen başlarında o yörede yaşamakta olan insanların bu sıkıntısı gören ve Yahudi bir iş adamı olan Nesim Levi, Mithapaşa Caddesi ile oradan 40 metre yükseklikteki Şehit Nihatbey Caddesi arasında yaya ulaşımını sağlamak amacıyla, bir asansör yaptırmaya karar verir. Eski bir taş ocağının bulunduğu yere inşa edilen ve 1907 yılında hizmete giren asansör kulesi üç kattan oluşmaktadır. Yapıldığı dönemde su gücüyle çalışan ve Karataş Yahudi Hastanesi’nin başlıca gelir kaynaklarından birini oluşturan Asansör, zaman içinde çeşitli kişilere kiraya verilir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında dönemin oldukça popüler Gençlerbirliği cemiyeti lokali olarak kullanılan yapının sinema bölümü küçük bir düzenleme ile tiyatro salonu olarak hizmet verir. Asansör, 1942 yılında Şerif Remzi Reyent’e satılır. 1887 yılında doğan Reyent, Türk incirini dünyaya tanıtan kişi olarak bilinen, İ. T. O. Ve Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Bakanlığı yapmış bir iş adamıdır. 1960’lı yılların ortalarında İzmir Belediyesi ile Şerif Remzi Reyent arasında anlaşmazlık çıkar ve Asansör kapatılarak depo olarak kullanılır. Reyent’in 1973 yılındaki vefatından sonra bir zaman kaderine terk edilen Asansör 1983 yılında yeğeni Ayla Ökmen tarafından İzmir Belediyesi’ne bağışlanır Eşine az rastlanır bir yapı olan ve 1985 yılında restorasyon, 2008 yılında da bakım – onarım gören Asansör kafeterya, bar ve restoran olarak da hizmet vermeyi sürdürmektedir. Asansör, konumu itibariyle harika bir manzaraya sahiptir. İzmir’de, Körfez’in en güzel seyir noktalarından biri burasıdır. Özellikle açık bölümünde gün batımını izlemek insanda muhteşem bir duygu yaratır. Asansör semtinde eski İzmir evlerinden ilginç örneklere de rastlayabilirsiniz. Asansör’e hem Mithatpaşa Caddesi, hem de Halilrıfatpaşa Caddesi üzerinden ulaşılabilir. Dileyenler Konak Meydanı’ndan yürüyerek ulaşabilirler. 

Asansör Tarihçesi


Asansör Gezilecek Yerleri


Asansör Fotoğrafları


Asansör Videoları


Bölgeler